Afrika Uluslar Kupası'nda gözlerin üzerinde olacağı yıldızlar - Eurosport

em handball e kademe basketbol antren elazığspor ziraat türkiye kupası2024-12-18 • 24:31

Basketbol"Takım ve bireysel hedeflerimi birleştirmek istiyorum" Derin Yaya - Özel RöportajTarafındanEurosport TürkiyeYayınlandı 27/09/2023 - 20:22 GMT+3Çukurova Basketbol'un milli basketbolcusu Derin Yaya,ımvebireyselhedeflerimibirleştirmekistiyorumquotDerinYayaÖzelRöe futbol skor hayatını Eurosport Türkiye'ye anlattı.Derin YayaGörsel kaynağı: EurosportÇukurova Basketbol ile kariyerine yeni bir sayfa açan 1997 doğumlu milli basketbolcu Derin Yaya, basketbol hayatını Eurosport Türkiye'den Emre Tokdemir'e anlattı.Öncelikle sizi tanıyalım. Derin Yaya kimdir?Ben Derin Yaya. 12 Eylül 1997 İstanbul doğumluyum ama Ankaralıyım diyebilirim. 6 yaşından beri basketbol oynuyorum. Ankara’da ilkokul, ortaokul ve liseyi TED Ankara Koleji’nde okudum. Üniversitede ise 1 yıl Koç Üniversitesi’nde okuduktan sonra aynı anda basketbol oynayarak okulu tamamlayamayacağımı düşünerek yatay geçiş yaptım ve TED Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldum. Bu sene yüksek lisansı bitirdim. University of London, International Sports Management bölümünden mezun oldum. Basketbola ilk olarak erkeklerle aynı takımda başladım çünkü okul takımı yoktu ve bu sebeple başka bir kulüpte erkeklerle başladım. Daha sonrasında TED’de minik takımdan A Takım’a yükseldim. Aynı seviyelerde milli takımlarda yer aldım. 2017 yılından bu yana 3’e 3 Milli Takımı’nda forma giymeye devam ediyorum. İslami Dayanışma Oyunları’nda iki kez bronz madalya kazandık. U18 Milli Takımı ile B Ligi’nde Avrupa üçüncülüğümüz var. Bu şekilde özetleyebilirim. Şu an Mersin’deyim. Çukurova Basketbol’a transfer oldum, burada oynuyorum. İki senelik bir sözleşmem var.BasketbolKonsol oyunundan parkeye uzanan kariyer - Sehernaz Çidal ile Özel Röportaj25/11/2023 - 13:136 yaşında basketbola başladığınızı söylediniz. Peki sizi basketbola yönlendiren kim oldu veya kendi istediğinizle mi başladınız?Aslında küçüklük videolarıma baktığım zaman üç dört yaşımdan beri elimde hep top var. Evde hep top, pota, basketbol topu, futbol topu… Futbolla çok ilgili olduğum için hep topla oynuyormuşum. Hani bebeklerden veya oyuncaklardan ziyade hep yönelimim ona oluyormuş. Annem basketbolcu. Tabii ki bunun etkisi muhakkak var. Fenerbahçe'de oynamış ve orada bırakmış basketbolu. Ben annemin kesinlikle bir baskısı veya yönlendirmesi olmadan kendim basketbolcu olmak istemişim. Hatta ilk antrenmanıma doğru giderken annem beni durdurmuş ve “Basketbol oynamak zorunda değilsin. Daha istediğin bir spor varsa, voleybol, tenis, yüzme, vesaire, istediğini yapabilirsin.” demiş ve ben inatla “Basketbol istiyorum.” deyip o antrenmana gitmişim. Başlangıcım bu şekilde oldu diyebilirim.Peki antrenmandan başlamışken bir basketbolcunun antrenmanları nasıl geçiyor? Antrenman gününüzü biraz anlatabilir misiniz?Komple gününü anlatmam gerekirse, bizim çift ya da tek antrenman günlerimiz oluyor. Tabii ki maç programına göre antrenmanın içeriği, sıklığı veya yoğunluğu değişiyor. Örneğin; çift idman gününü konuşmamız gerekirse, tabii ki daha erken uyanıyorum, çünkü köpeğim var. Onunla ilgileniyorum. Daha sonrasında kahvaltı ve antrenmana gidiş oluyor. Çift antrenmansa antrenman sonrası öğlen uyumayı tercih ediyorum. Yarım saat bile uyumak beni akşama daha dinç hissettiriyor ve iyi geliyor. Akşam idmanı sonrası yemek ve kapanışı yapıyoruz. Tek idman günleri aslında aynı şeyleri tek bir kere yapmış oluyorum diyebilirim. Burada Çukurova Basketbol’un tesislerinde antrenmanlarımızı yapıyoruz. Muazzam bir tesis. Antrenman salonu, halter salonu, sauna, buz odası ve aynı zamanında yemek ve dinlenme alanları var. Sporcular için vakit geçirebilecek bir sürü olanak, aktivite de sunuyor. Günümüzün çoğu orada geçiyor diyebilirim. Antrenmana genelde bir saat önceden evden çıkıp gidiyorum. Zaten 10 dakika sürüyor. Yani yaklaşık 40-45 dakika öncesinden salonda oluyoruz, hazırlanıyoruz. İlk başta herkesin kendi egzersizleri, rutinleri var. Mobilite çalışmaları olarak adlandırabilirim. Bunları yaptıktan sonra tabii ki antrenörlerimizin de yönlendirmesiyle farklı çeşitlerde ısınmalarımız oluyor ve daha sonrasında salon kısmına, parke kısmına geçip normal antrenmanımızı yapıyoruz. Genel hatlarıyla bu şekilde özetleyebilirim.Peki, biraz da Türkiye'deki kadın basketbolu hakkında konuşalım. Ne düşünüyorsunuz? Bir de basketbola yönelmek isteyen gençlere ne önerebilirsiniz?Öncelikle kendim o şekilde büyüdüğüm için küçük yaştaki sporcuların da hangi sporda kendilerini rahat hissediyorlarsa onlara o spora yönelmelerini tabii ki tavsiye ediyorum. Çünkü bu işin herhangi bir baskıyla veya istemeyerek yapılacak bir iş olduğunu asla düşünmüyorum. Sevmeden yapılmasının çok güç olduğunu ve daha sonrasında negatif bir sürü sonuçlara yol açabileceğini düşünüyorum. Kadın basketbolu özelinde maalesef ki geçtiğimiz yıllara oranla hem popülarite hem de başarı düşmüş durumda. Tabii ki milli takımlarda gözle görülen durumun bunda çok etkisi var. Ayrıca son dönemde voleybolda elde edilen başarılar ve artan popülarite nedeniyle de kadın basketbolu biraz geride kalmış gibi görünüyor. Diğer taraftan Kadınlar Basketbol Süper Ligi olarak belki de Avrupa’nın en kaliteli ligi konumundayız. Birçok yabancı Amerikalı, Avrupalı sporcu burada oynamayı tercih ediyor. Hem ülkemizin olanaklarından ötürü hem de ligimizin kalitesi. Avrupa’nın en iyi iki takımı Euroleague sahnesinde final oynamayı başardı. Açıkçası bu sene de dört yabancı kuralının gelmesiyle daha rekabet oranı yüksek bir lig olacağını düşünüyorum. Seyir zevkinin daha yüksek olacağını düşünüyorum. Tabii ki gönlüm biraz daha popülaritesini artırma, özellikle büyük şehirlere nazaran basketbolun konuşulmadığı şehirlere yöneltilerek oradaki vatandaşlarımızla bir iç içe ortam yaratılması, burada mesela Hatayspor’u örnek verebilirim. Daha önce pandemi sezonundan sonraki sezon Hatay’da oynadım. Orada inanılmaz bir tribün, inanılmaz bir destek vardı. Aynı şekilde Mersin. Burada şu an basketbol çok seviliyor. Çukurova’nın başarısı da buna etken. İsteğim, kadın basketbolunun biraz daha önem kazanması ve izleyicilere daha iyi aktarılması.Derin YayaGörsel kaynağı: EurosportKariyerinizden bahsedelim. Birkaç farklı takımda oynadınız. En çok keyif aldığınız takım hangisiydi? Ayrıca kısa bir Kayseri kariyeriniz var. Ayrılma sebeplerinizi merak ediyoruz.Dediğim gibi basketbola TED’de başladım. A Takım’a yükseldikten sonra kadın şubenin kapanmasıyla Çankaya’ya geçtim. Çankaya’da uzun seneler oynadım. En çok keyif aldığım takım, aslında Çankaya’daki pandemiden ötürü yarım kalan sezonu söyleyebilirim. Orada çok güzel bir takım kimyamız oluşmuştu. Hem yabancılar hem Türkler olarak uyum içinde oynuyorduk. Yarıda kalan sezonu üçüncü olarak bitirmiştik. Aynı zamanda şampiyon olduğumuz TKBL sezonu benim için çok anlamlı. Play-off oynamadan ligi birinci bitirerek şampiyon olduk. Benim için unutulmaz bir anıydı. Daha sonrasında Hatay’da oynadım. Kayseri’de de üç aylık bir serüvenim oldu. Orada bazı problemlerden ötürü -çok detaya girmemize gerek yok zaten geçmiş bir durum- ayrılmam gerekti. Ayrıldıktan sonra eski takımım Çankaya’ya döndüm. İyi ki o problemleri yaşamışım diyorum çünkü orada yaşadıklarım iyisiyle kötüsüyle bana çok tecrübe oldu ve şu anki beni oluşturmama çok katkı sağladı. Geçen seneye bakacak olursak da bir Nesibe Aydın sezonu yaşadım. Başkanından kulüp çalışanına kadar hepsi birbirinden değerli, hepsi iş odaklı çok güzel bir organizasyondu. Orada oynadığım için de çok mutluyum ve kendimi çok şanslı hissediyorum. Devamında da buraya geldim. Çukurova’ya geldiğim ilk gün ne kadar büyük bir kulüp olduğunu, insana değerli hissettirdiğini anladım. Umuyorum ki burada güzel işler yapacağız ve hedeflerimize ulaşacağız.Çukurova Basketbol’un bu yılki hedeflerinden de konuşalım istiyorum. Ne hedefliyor Çukurova Basketbol? Siz ne hedefliyorsunuz?Elbette her kupaya talibiz. Euroleague, Süper Lig ve Türkiye Kupası. Bu sene maalesef Cumhurbaşkanlığı Kupası oynanmıyor. Çukurova’nın olduğu her kulvarda hedef zirvedir. Biz de bu amaçla sezona başladık. Bütün çalışmalarımız, antrenmanlarımız, hazırlık maçlarımız, toplantılarımız hepsi bu amaca yönelik olarak devam ediyor. Herkesin aynı hedefe odaklandığını görmek, beni de bir sporcu olarak çok mutlu ediyor. Ben de hedefleri olan bir sporcuyum. Bireysel hedefim, takımın hedeflerine uygun olarak takımdaki parçayı tamamlamak. Herkesin takımda bir yeri var. Benim de hedefim o yeri doldurmak ve görevimi yerine getirmek. Takımımı ileri götürmek için yapmam gerekenleri elimden geldiğince yapmak istiyorum. Her sene üstüne koyarak devam etmek istiyorum. Önceki sezonda veya daha önceki takımlarımda basketbol özelinde yaptığım hataları, kendimi geliştirmem gereken kısımları analiz edip ona göre bir çalışma planı yapacağım. Sezon içerisine bakacak olursak kişisel hedefim aynı hataları yapmadan basketbolumun üzerine koyarak devam etmek istiyorum. Takımımın hedefleriyle de kendi hedeflerimi birleştirebilirsem benim için mükemmel bir plan olur.Gelecek planı olarak Türkiye’de mi devam etmek istiyorsunuz? Yurt dışı hedefiniz var mı?Yurt dışı hedefim her zaman var. Kendim için uygun gördüğüm bir opsiyon çıktığı takdirde değerlendirebileceğim bir durum. Şu anki dururumu değerlendirirsem Çukurova, Avrupa’nın en iyi kulüplerinden biri. İspanyol antrenörümüzle çalışıyoruz. Aslında burada yurt dışındaki bir takım imajı oluşturulmuş. Diğer ülkelerdeki takımlara baktığımız zaman Çukurova bu takımlarla eşdeğer hatta imkân olarak çoğundan iyi bir kulüp. O yüzden aslında hayatın ne getireceğiyle de belli olan bir durum ama şu an için burada olmaktan mutluyum.Yurt dışı demişken NBA’den de bahsedelim. Desteklediğiniz bir takım var mı? Saat farkından ötürü çoğu zaman canlı izleyemiyorum ama denk geldiğim zaman izliyorum. Küçüklüğümden beri Miami Heat’i çok seviyorum. Oyuncu özelinde de tabii ki Golden State’te Stephen Curry’yi izlemek muazzam bir keyif, Doncic aynı şekilde. Lakers’ta LeBron’u izlemek ayrı bir keyif ama Miami’ye hep çok büyük bir sempatim vardı. O da küçüklükten beri devam ediyor.Son olarak da milli formayı giyen bir basketbolcusunuz. Ay-yıldızlı forma için mücadele etmek ne hissettiriyor?Her şeyden önemlisi büyük bir gurur. Maça çıktığımızda, maç öncesi İstiklal Marşı’nı okuduğumuzda hepimize bir güç geliyor. Kulüp takımından daha farklı bir atmosfer olduğu aşikâr. Küçük yaştan beri milli takım formasını giymek hem A Milli Takım’da hem de 3’e 3 Milli Takımı’nda formayı giymek benim için çok anlamlı, çok özel. Bu yaz yine 3’e 3 Milli Takımı’yla güzel işler yaptık. Üç turnuvaya katıldık. Elbette daha iyisi olabilir. İnşallah uzun seneler boyunca da milli formayı giymeye devam edeceğim.Şimdi aklıma gelen bir soru var. Türkiye’de basketbolcu olarak bir idolünüz var mı?Küçüklüğümden beri Birsel Vardarlı’yı kendime idol olarak görüyordum. Maçları izlerken bire bir tanımamama rağmen hep çok yakın hissediyordum. Karakterini çok beğeniyordum. Oyun karakteri ve saha içindeki hal, hareket ve tavırlarını beğeniyordum. O yüzden hep onu izleyerek büyüdüm ve daha sonrasında ilk A Takım senemde karşılıklı oynama fırsatı buldum. Bu benim için çok özeldi, çok anlamlıydı.Peki teşekkür ederim. Bugünlük sormak istediklerim bu kadardı. Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?Ligdeki bütün oyuncular için sağlıklı bir sene olmasını diliyorum. Rekabetçi bir sezon olacağını düşünüyorum. Umuyorum ki Çukurova Basketbol olarak hedeflerimize ulaştığımız, sağlıklı ve mutlu bir sezon geçiririz. Ben de çok teşekkür ederim böyle bir röportaj imkânı verdiğiniz için.Röportaj: Emre TokdemirBasketbol"Türkiye’de guard yetiştiğini insanlara göstermek istiyorum" Ege Havsa - Özel Röportaj08/08/2023 - 17:56Basketbol"Tüm mücadele Türk bayrağı için" Merve Arı - Özel Röportaj24/06/2023 - 00:32BasketbolNBA’de tarihi gece25/02/2023 - 17:26